Ana Sayfa » , , , , , , , , , , , » Azerbaycan'da Kürt milliyetçiliği Yazısını okuyorsunuz.

Azerbaycan'da Kürt milliyetçiliği

Kategori: , , , , , , , , , , , , Umud Urmulu - پنجشنبه, مهر ۰۹, ۱۳۸۸ - 0 comments
Tarih Boyu Azerbaycan'da Kürt milliyetçiliği
Tohid MELIKZADE
Bilindiği gibi Kürtler Azerbaycan arazisi üzerinde aşiret sistemiyle yaşayan ve son zamanlarda yerleşim olarak yaşayan etnik bir gruptur. Dil itibariyle Hint-Avrupalı,ırk bakımından Sami kökenli ve kültür olarak genel Türk kültürüne sahiptirler. Göçer sisteminde yaşadıkları için zaman zaman Azerbaycan’ın verimli arazisine de gelip gitmişlerdirKürtler Azerbaycan’da siyaset sahnesine aktif olarak safevi imparatorluğu zamanından görünürler. Safevi-Osmanlı imparatorluklarının sınır anlaşmalarından sonra bir kısmı bu ve bir kısmı ise o imparatorluk terkibine girmiştir. yani tarih boyu aşiret sisteminden fazla ileri gidemeyip vahit bir çatı altında yaşamamışlarGüney Azerbaycan da yaşayan Kürtler İran-Türkiye sınırında yaşarlar. Kuzeyden güneye sırayla Milan, Celali, Şakak, Zerza, Mamış, Hereki aşiretlerinden oluşmaktadırlar. Tarihi Azerbaycan coğrafyasında Mahabad (savucbulağ), bana, Hana, Bokan, Üşnü, Sakkız kentleri Kürtleşmiş ve artık Kürdistan eyaletine bağlılar.(Mahabat,Bokan) kentleri idari olarak Batı Azerbaycan eyaletine bağlılar.
Yeni Kürt siyasetine göre İran –Türkiye sınırında aşiret tarzında yaşayan Kürtler planlı olarak Azerbaycan’ın batı bölgelerinde yerleşen Makı, Hoy, Salmas, Urmu ve Sulduz şehirlerine akın etmektedirler.Bunların bazıları de yasal olmayan şivelerle her iki devletten (İran,Türkiye) de nüfus cüzdanı almışlardır. Azerbaycan da konuşma dili Azerbaycan Türkçe’si olduğuna göre bu aşiretlerde Türkçe’yi iyi bilmektedir.
1-Şeyh Übeydüllah İsyanı
Güney Azerbaycan da Kürt ayaklanma tarihi çok eskilere dayanmaz. Her zaman Azerbaycan Şahları, valilerine tabi olan bu aşiretlerin ilk ayaklanma tarihi 1880 yılında  olmuştur. Bu ayaklanmanın nedeni mezhebi  çatışmalar olarak  bilinir.
Şeyh Übeydüllah adlı Kürt şeyhi komşu devletlerden destek alarak Azerbaycan şehir ve köylerine saldırmaya başladı. Onun babası şeyh Taha nakış bendi tarikatının büyük mürşitlerindendi. Gerek baba gerekse oğlu İran ve Osmanlı padişahları tarafından zaman zaman  ödülleniyormuşlar. Her sene binlerce ziyaretçi Kürt baba-oğulun bulunduğu köylere ziyaret ve vergi vermek için giderdi. Üçüncü Kaçar Şahı Mehemmet Şah 1836. yılda bu şeyhlere birkaç köy bağışlamıştı. Osmanlı sultanı ise şeyh ve adamlarının 1877-78. yılda Ruslarla yaptıkları savaşlara göre hayli ödüllendirmiş, hatta onlara silah da vermiştir. Bu silahlar sonraları Azerbaycan şehirlerine Kürt saldırısında kullanılmıştır.
Ayaklanmanın ilk günlerinde Azerbaycan’ın güney doğusunda bulunan Uşnu kentinde 1500 Kürt atlısı toplandı. Az müddette bu çekirdek ordu şeyhin Şialar aleyhine verdiği fetva sonucu 30,000 kişiye ulaştı. Bölgedeki Hakimler özellikle Savucbulağ kentinin hakimi durumunu Azerbaycan valisine bildirdi. Bölgede bulunan başka aşiret ağaları ise bu savaşa katılmama için çaba harcasalar da şeyhin verdiği fetvaları önünde savaştan  başka  çaresi kalmadı ve ilk saldırı Savuçbulağ (Mahabat) şehrine başladı. Yüzlerce Azerbaycanlı şehit oldu ve yaralandı. Evleri ise tahrip oldu. Ekim 1880’de Kürtler Koşa Çay (miyandab) şehrine saldırdılar. Bu saldırıda bu kent Kürtlerin eline geçti.  bine yakın Azerbaycanlı Türk şehit oldu. Pazarları yakıldı. Kürtler Koşaçayı işgal ettikten sonra Azerbaycan merkezi Tebriz şehrine taraf yola çıktılar. Yollarında Melikkenti ve Binab kentlerinden geçmek zorunda kaldılar. Melikkenti işgal olup yine yüzlerce Azerbaycanlı Türk şehit oldu. Fakat Binab şehrinde direniş başlayınca Kürtler bölgeden çekilmeye kara verdiler. Nedeni ise Azerbaycan ordusunun Kürtlerle karşılaşması için yola düşmesi idi. Azerbaycan ordusu Kaçar Veziri İtimadoseltene başkanlığıyla  zikade1297 de10000 kişilik orduyla savucbulağ kenti tarafına hareket etti. Kürtler ise bu defa Urmu şehrine taraf yöneldiler. Urmuliler başarıyla direndiler. 20 Ekimde şeyh kendisi de Urmiye’ye gelip halka teslim olma çağrısında bulundu. URMU hakimi İkbalottole 23 ekim 1880 de Urmu’ye gelip halkın direnişine rehberlik etti. 30ekim günü en şiddetli savaş oldu. Kürtler kent duvarının birkaç yerini delerek, içeri girmeye başardılar. yarın Urmu hakimi bir kısım orduyu şehrin kala kapısından dışarı çıkararak başka  kapıdan içeriye girmekle  AZERBAYCAN ordusunun Urmu’ye varmasını  sağladı. Bu iş halkın moralini yükseltti. kasım gününe kadar Kürtlerin hamleleri başarısız kaldı. kasım’da Maki hanının ordusunun Urmu’ye varma haberi şeyhe iletilir. Tebriz’den  gelen 10,000 kişilik ordu ise aynı günlerde Urmu’yeye girdi. Birkaç gün  şiddetli ve kanlı savaştan sonra 12 kasım 1880Kürtler Urmu’yi ve Azerbaycan’ı terk etmek zorunda kalıp Osmanlı Devletine sığınırlar.
Şeyh ocak 1882 de yinede Azerbaycan’a saldırmak istemişse de  kaçar devletinin teşebbüs ile  şeyh ve adamları İstanbul’da tutuklanıp nihayet kasım 1882 de Mekke’ye gönderilir.bir sene sonra orada  eceliyle ölür.
2-Simko İsyanı
1910 dan  itibaren Ruslar Güney Azerbaycanı işgal ettiler. Rus ordusu 1917 ye kadar bu arazide kaldı ve  bu müddette Kürtlere maddi ve manevi yardımlarda bulundular. Minorski ve Nikitin adlı Rus konsolu kendi hatıralarında detaylı olarak bu konuyu anlatırlar.
Yirminci asrın başından İngilizlerin Ortadoğu petrol kaynaklarını kontrol etme amacıyla Kürtleri İran, Osmanlı da kullanma stratejisi bilinen hale geldi. Azerbaycan’da Simko ve Sair aşiretlerin İngilizler tarafından nasıl kullanıldığı İngiliz belgelerinde mevcuttur. Osmanlı devletinin parçalanmasıyla oluşan Irak devleti Kerkük’te zengin petrol yataklarının Kürtler vasistasıyla sömürmesi gündeme geldi.
Birinci dünya savaşında Azerbaycan’da; Ermeni-Asuriler  bölgeyi  işgal eden devletle (Ruslar) Türkler aleyhine ittifak kurdular. 1915-18’e kadar Urmu ve Salmas’ta soykırıma başladılar. Soykırımın üç noktası Şubat ve Mart 1918 de vuku bulundu. Haziran 1918 de ermeni zulmünü  önlemek için Osmanlı koşunu Güney Azerbaycan’a gelerek Salmas, Urmu , Hoy kentlerini Ermeniler ve Asuriler elinden kurtardılar.
1337’den itibaren otorite boşluğundan dolayı Simko adlı Şakak aşiret başkanı liderliğinde Kürt ayaklanması başladı. Çok az sürede Azerbaycan’ın batı bölgesi Kürtlerin eline geçti. Aralık 1919’da salmasın doğusunda bulunan Lekistan  bölgesi Kürtlerin eline geçti. 2500 Salmaslı şehit oldu. Soykırımdan kurtulanlar ise Tebriz’e kaçıp kanlı olayları kamu oyuna duyurdular. Şubat 1920’de Azerbaycan ordusu işgal olmuş  Salmas şehrini serbest  etti. Simko ise devletle barış antlaşması imzaladı. Azerbaycan’ın batı bölgelerinde bu kanlı ve acı olaylar olurken Tebriz’de, Hiyabani ayaklanması başlamıştı. Tahran’dan atanan valiler geri dönmek zorunda kaldılar. Bu arada Azadistan devleti Azerbaycan’da kuruldu.
Simko yine fırsattan istifade ederek hakimiyetini Azerbaycan’ın batı bölgelerine ilan etti. Bölge kent hakimlerini atamaya başladı. Mahabat’ta Azerbaycan ordusu Simko ile çatıştı. İki kişi hariç ordunun hepsi şehit oldu. 1920. yılın sonlarında Salmas’ta Şeker Yazı savaşında Kürtler yine Azerbaycan ordusunu yendiler. Tahran’da yeni başbakan, gelecekte İran şahı olacak olan, Rıza Hanı savunma bakanı yaptı. Mayıs1921 de düzenli ordu bölgeye hareket etti. 10 Maherrem 1341’de  Simko yenildi ve Osmanlı devletine sığındı.
3-1945 DE Kİ KÜRT AYAKLANMALARI
İkinci dünya savaşı sırasında Ruslar kuzeyden, İngilizliler güneyden Irana girdiler. Durumdan faydalanan Kürtler, Urmu ve Salmas kentlerine saldırmaya başladılar. Saldırgan Kürtler Azerbaycan Türklerini kendi yerlerinden dışarıya çıkarıp arazilerini gasp ettiler. Bu olaylardan sonra mecliste bulunan Urmu milletvekili Hasan Afşar mecliste sert konuşma yapıp  zamanın başbakanından bölgenin emniyeti konusunda ve hükümetten bilgi istedi. Başbakan  önümüzdeki günlerde müdafaa bakanını bölgeye göndermeyi ve Azerbaycan’ı işgal eden Sovyet ordusuyla istişarede bulunmalarını söyledi. Azerbaycan asıllı Müdafaa Bakanının Urmu bölgesine gitmesi az da olsa Kürtleri yerlerinde tuttu. Sovyet ordusu bölge emniyeti konusunda  jandarma ile işbirliği yapacaklarını açıkladı.
Bu defa Kürtler Azerbaycan’ı işgal eden Sovyetler birliği  ordusu ile işbirliğine gidiler. Ruslar Kürt aşiret ağalarını mütemadiyen Bakü’ye götürüyor. Orada komünist propagandaları yapıyorlardı. Rusların önerisiyle  1942. yılın sonlarında Kürtler Mahabatta (Savuc Bulak) J.K cemiyetini kurdular. Bu cemiyetin esas maksadı bölge Kürtlerin bağımsızlığına çalışmak ve onları bir çatı altında toplamak idi. Bu gurup Rus himayesi ile Kürtçe Niştman (vatan) dergisini yayınlamaya başladılar. Azerbaycan demokrat fırkası ile bu  Kürt fırka arasında sıkı ilişki kuruldu. Nitekim bir Kürt dergisi Tebriz’de yayınlandı.
Pişeveri önderliğinde 12 Aralık 1944 de kurulan Azerbaycan özerk devletinden sonra 17 Aralık 1944de Mahabat şehrinde Kazı Mehemmet  önderliğindeki Kürdistan devleti Azerbaycan’ı güneyinde kuruldu. İlginç nokta Azerbaycan’ın güney-batı bölgelerinde iki devlet egemen olmuştur. Azerbaycan Devleti ve Kürdistan Devleti. Rusların önergesiyle nüfusu çoğunlukta olan halkın yönetimi kendi devleti olacaktır. Türklerin çoğunlukta olduğu yerlerde Azerbaycan devleti, Kürtlerin çoğunlukta olan yerde Kürdistan devleti gibi.
Bu devletin kurulmasında Irak Kürtlerinin de yardımı olmuştur. O zamanlar Molla Mustafa Barzani’nin Irak’taki 1942 isyanı Irak kırallığı ve İngiltere tarafından ortaklaşa bastırıldı. Mahabad kentine gelen Molla Mustafa Barzani bu kentte kurulan Kürdistan Demokrat partisinin genel sekreterliği görevini üstlendi. Diğer yanda Barzani solcu Tudeh partisiyle de temas halindeydi. Onun teşebbüsleriyle Irak kürdistan Demokrat partisi de 1946 yılında faaliyete geçti. Molla Mustafa Barzani bu devletin önemli isimlerinden sayılırdı. Kürdistan ordusunun kurucularından sayılan Barzani sonralar İran devleti aleyhine baş kaldırdı. Uzun mücadeleden  sonra Barzani ordusuyla Türkiye sınır hatından, Irak’tan yola çıkarak Sovyetler birliğine sığındı. Sonralar İran genel affından yararlanarak İran’a geldi. Bir zaman da şah Barzani’yi Irak’a koz olarak yıllarca kullandı. 11 mart 1975 de ABD aracılığıyla İran–Irak arasında dostluk anlaşmasından sonra koz olarak Irak aleyhine kullanılan Kürtler zor durumda kaldılar.
Barzani’ye duyulan ihtiyaç da aradan kalktı. Zor durumda kalan Molla Mustafa Barzani ABD’nin isteği ve İran’ın kendisine sığınma hakkı tanıması üzerine, intihar eden peşmergeleri geride bırakarak İran’a sığındı.Şah ona ve ailesine ölünceye kadar maaş verdi. Bu olaylar 1980 de İran –Irak arası başlanan savaşta da yine tekrar oldu ve Irak Kürtleri İran tarafından mali,ve askeri olarak desteklendi.
1945yılın Mahabad da kurulan bu hükümet Rusların Azerbaycan’dan çekilmesiyle fazla yaşayamadı ve 12 aralık 1946 yılında İran ordusunun Mahabadda girmesiyle sona erdi. Kürdistan bayrağı indirilip yerine İran bayrağı asıldı. Devlet kurucuları ise tutuklanıp Mahabadda idam edildi. Bir kısmı da Baku’ye kaçtı.
4-1979İslam Devriminden sonraki Kürt Ayaklanmaları:
1979yılın İran şahı Mehemmet Rıza Şahın ülkeyi terk etmesiyle İran’ın tamamında hakimiyet boşluğu oldu. Tarih boyu devlet egemensizliğinden faydalanıp da ayaklanan Kürtler bu defa da İran’ın Kürdüstan eyaletinde ve Azerbaycan’ın güney ve Türkiye sınırında olan bölgelerde iki silahlı Komite ve Demokrat adlı gurup önderliğinde silahlı ayaklanmalarını başladılar. Bu gurupların istekleri Kürtlerin özerkliklerinde özetleniyordu. Mahabad da bulunan Kürtlerin dini lideri  Şeyh izzettin Hüseyni de onlara destek vermekteydi. Kürt silahlı kuvvetleri bölgedeki nizamiyelerin silahlar ve cephanelerini ele geçirmekle Azerbaycan’ın Sulduz şehrini işgal etmek istediler. Daha önce Mahabad, Bokan; sakız şehirleri Kürt gurupların eline geçmişti. Azerbaycan ordusu nihayet Sulduz kentini Kürtlerin elinden kurtardı. Daha sonra silahlı kuvvetler İran ordusuyla çatışmaya başlarken yenildiler ve Irak ve Türkiye’ye sığınmaya başladı. Kürtlerin son eylemlerin Azerbaycan’ın -Türkiye ile sınırda olan kentlerinde görmekteyiz.
Bu guruplar daha önce planlaşmış programlarla göçebe aşiretleri Azerbaycan’ın sınır şehirlerine göndermekle kendilerine faaliyet için müsait yer buldular. 1980 yılından önce Makı, Hoy, Salmas; Urmu ve Sulduz şehirlerinde çok az  görünen veya hiç görünmeyen Kürtler  saydığımız şehirlerin gecekondu bölgelerini kurdular. Urmu şehrinde Kürtlerin kalabalık göçmesi daha anlam taşıyordu.Kürtler Urmu’yi gelecekte kurulacac Kürdüstan’ın başkenti olacağını söylüyorlardı.
1985’e kadar Kürt silahlı küvetleri İran ordusuyla çatıştı. İran-Irak savaşının bölgeye sıçramasından sonra ve Azerbaycan’ın sınırdaki halkının devlet tarafından silahlanması ve direnci sonucunda Kürt silahlı kuvvetleri dağlarda eriyip kayboldu. Azerbaycanlılar Kürtlerle ve jandarma ile gönüllü halk  bir hayli şehit verdiler.
5-Kürtlerin Azerbaycan’da Yeni Faaliyetleri
 Bu kanlı çatışmalardan sonra Kürtler aşağıdaki gibi yeni bir taktikle faaliyetlerine başladılar.
1- Urmu de Selahattin Eyyubi adına  Kürt kültürü araştırma merkezinin açılması:
Bu merkez Kürtlerin faaliyeti için açılan kültürel merkezdir.Serve adlı aylık dergi bu merkezin yayınlarından sayılır. 1945 Kürdüstan cumhurisinde aktif rolleri olan şair-edip şeref kenti ve Himen adlı şairler 1980’den sonra İran’a döndükten sonra bu merkezde çalıştılar. Her yıl onlar Kürtçe kitaplar (tercüme veya telif) neşir olunur. Kürt İslam ansiklopedisinde (Urmu 1998) Türkler Azerbaycan’da olan toprak iddialarını açıkça beyan ederler.
2-İran parlamentosunda ki Kürt faaliyetleri:
 İran Parlamentosunda  Kürt millet vekilleri Kürt vekilleri toplumu kurarak zaman zaman Türkiye aleyhine yönelik sözde Kürtlerin haklarını ayaklamak bahanesiyle itiraz beyaniyeleri yayınlamışlar.
Tebriz’de Kürt dil ve edebiyatının kürsüsünün açılmasını istemişler. 2002 de anayasanın 15. maddesinin icra olunmaması gerekçesi ile istifa etmişler. İran meclisinde Kürt fraksiyonun lideri Bahaeddin Edeb bir konuşmalarında Urmu kentini bir Kürt kenti olarak nitelendirmiş. Bu yaklaşım yine Azerbaycanlıların protestosuna sebep olmuştur. Urmu de basılan Nevid’e Azerbaycan gazete ise bu iddiaya geniş yer vererek Kürtlerin iddialarının gerçek yüzünü Türklere açıklamıştır.
3-Azerbaycan şehirlerinde mağazaların isimlerini Kürdistan koymakla halkı bu isme alıştırmaya çalışmışlar. Bu olay da halkın tepkisini, çekse de İran yasalarına aykırı olmadığından önü alınamamıştır.
4-Abdullah Öcalan Unsuru:
Terörist başı Öcalan tutuklandıktan sonra Batı Azerbaycan’da yaşayan Kürtler Urmu’de Türk devleti aleyhine gösteri düzenlediler. Urmu’de bulunan Türk konsolos binası yakıldı. İran iç işler bakanlığınca göz yumulan bu gösteri sonrası İran aleyhine bir gösteriye dönüştü. Urmiye’de bulunan bazı karakollar ve polis merkezleri de bu olaylarda hasar gördü.
5-Türkler aleyhine Yapılan Yayınlar:
Kürtler bulundukları her yerde  gerek Türkiye Türkleri gerekse de Azerbaycan Türklerini tarihi gerçekleri tahrif etmekle ve yanlış bilgi vermekle karalamaktadırlar. Türkiye aleyhinde yazılan yabancı dilli hitaplar ve makaleler genellikle Farsçaya tercüme edilerek İran halkına karalamışlardır. Şah döneminde Paniranist partisinde faaliyet eden Mahabat Kürd   Ahmet Şerifi Azerbaycan’da milattan 3-5 bin sene önce yaşayan Proto Türk Gotti, Lolobileri Kürtlerin ulu babaları olarak göstermekte ve Azerbaycan’ın eski halkını Kürt olarak göstermeye çalışmışlar. Onun yazdığı makaleler Azerbaycan araştırmacıları tarafından defalarca cevaplanır ve bu araştırmalarla Azerbaycan’ın öteden beri halkının Türk olduğu anlatılmıştır.
Eski Kürt Eşkıyalarını Milli Kahraman İlan Etme:
6- Yıllar boyu Azerbaycan Türklerine kan kusturan Kürt eşkıyaları son zamanlar Kürt yazarları tarafından bilinçli olarak Kürtlerin kahraman idolları olarak gösteriliyor ve onların ruhlarına kitaplar atfedilmektedir. Kürtlere bile yardım etmeyen ve yüzlerce Kürdü Mahabat’ta öldüren Simko adlı eşkıya onlarca kitabın kahramanı olmuştur.
7Kuzey Azerbaycan’da Yatırımlar:
n zamanlar Azerbaycan cumhuriyetinin yolları açıldıktan sonra ister Türkiye isterse de İran da yaşayan Kürtler sanki yeni bir ganimet bulmuş gibi Bakü’ye akın ederek şanslarını orada denemek istiyorlar. Azerbaycan devletinin yasalarına zahiren aykırı olmayan Kürtlerin sözde iş hayatları ve kültürel faaliyetleri genel Türklük açısından ve tarihi  Azerbaycan menfaatlerine aykırıdır.
8-PKK’ya maddi manevi yardımlarda bulunmalar. Yıllar boyu İran-Türkiye sınırında bulunan PKK unsurları bölgedeki Kürtlere sürekli olarak mikro milliyetçilik duygusu aşılamakta. Bölgedeki Kürt düğünleri veya başka merasimleri Öcalan adıyla açmakta ve düğünlerde onun fotoğrafları düğünde halay çekenlerin göğsüne bayrak gibi asılmaktadır.

Kaynaklar:
1-Çay, A. Haluk; Her yönüyle Kürt dosyası, 4.baskı, Ankara 1996
2MELIKZADE Tohid; Azerbaycan tarihinde Salmas, Salmas 1999
3Dehgan Ali, Serzemin e Zerrtoşt, Tahran, 1967
4Semedi Mehemmet, Mahabad tarihi, Mahabad 1994
5Saray Mehmet, Türk-İran Münasebetlerinde Şiiliğin Rolü, Ankara, 1990
6İngilizlerin Kürtlerle ilgili belgeleri, Hemedan, 1999

هیچ نظری موجود نیست:

ارسال یک نظر

با پشتیبانی Blogger.
 
UrmiyeNews.Com - Batı Azerbaycan'ın Sesi
Tema: Bal Medya